Mera Yanına Atık Sahası

AĞIR METALLER SOFRAYA GELECEK
Meraların hemen yanı başında atık sahasının açıldığı Hasanoğlan’dan alınan toprak numunesinde tehlikeli oranda civaya rastlandı.
Tesiste ‘geçirimsizlik’ sağlanmadığı için atıkların yeraltı sularına karışacağını ve doğal etkilerle tarım alanlarına taşınacağım belirten ÇESAM Başkam Baran Bozoğlu, ‘Bu ağır metalleri taşıyan besinler hepimizin sofrasın gelecek” uyarısında bulundu.

Hürriyet Ankara 27 Mart 2015

ÇEVRE Mühendisleri Odası (ÇMO) Çevre Sorunları Araştırma Merkezi (ÇESAM) Başkanı Baran Bozoğlu, Hasanoğlan’da açılan atık sahasından aldıkları numunelerle ilgili analiz sonuçlarını açıkladı.
Tesisin ‘Tehlikesiz atık’ izniyle açıldığını, anacak analiz sonuçlarının ‘tehlikeli’ çıktığını belirten Bozoğlu, şunlan söyledi: “Özellikle civa değeri tehlikeli atık sahaları için belirlenen sınır değerden yüksek çıkmıştır. Sınır değer 0.02 olarak belirtilmiştir. Analiz sonucunda 0.03 çıkmıştır. Bu değerlerin gelecek diğer atıklarla birlikte daha da yüksek olacağı öngörülebilmektedir. Uzmanlar metalik civa buharının akciğerlerden kolayca emilerek beyne ulaştığım söylüyor.
Aynca, civa plasentadan geçerek, çok küçük miktarda civayla kronik olarak karışan gebelerde fetusu olumsuz etkileyebildiği, metilcivanın kronik olarak yutulması ve santral sinir sisteminde akümulasyonu sonucu görülen, işitme kaybı, duyma kaybı, denge bozukluğu ile seyreden kronik hastalık olduğu ve bebeklerin bu hastalıktan daha ağır biçimde etkilendiği belirtiliyor.”
ÇED Raporu yükümlülüğünden kaçabilmek için hazırlanan proje tam tim dosyasında rakamlarla oynandığım savunan Bozoğlu, “Adeta yangından mal kaçırırcasına kimseye haber verilmeden süreç hızlıca yürütülmüştür. Çevresel etkiler bilimsel bir biçimde değerlendirilmemiştir” dedi.
Bu alanlarda yetişen sebze meyvenin öncelikle Ankara ve civarına gittiğini kaydeden Bozoğlu, “Alanda geçirimsizlik sağlanmadığı için yeraltı sularına karışacak, doğal etkilerle tarım alanlarına taşınacak bu ağır metalleri taşıyan besinler hepimizin sofrasına gelecek” dedi.
Atık sahasına dair halka bilgi verilmediğini kaydeden Bozoğlu, “Herhangi bir üetişim yöntemi ile halkın görüşleri alınmamıştır. Atık sahasına dair bügi Elmadağ Belediye Başkanı’nın şirket ile yaptığı sözleşme ile ortaya çıkmıştır” diye konuştu.
134 YIL SONRA AĞAÇLANDIRILACAK
Proje tanıtım dosyasında sahanın doldurulduktan sonra ağaçlandırılacağının belirtildiğini anlatan Bozoğlu, “Bu alan 134 yıl boyunca atık sahası olarak kullanılacak. Bu duruma göre ağaçlandırma 134 yıl sonra gerçekleştirilecek! Tüm bunlara rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu alana izin vermiştir.

Zaman Gazetesi 27 Mart 2015

AÇIKLAMA METNİ

BAŞKENTTE ATIK YÖNETİMİ SKANDALI!

HASANOĞLANLILARIN EVLERİNE 200 METRE YAKINA ATIK SAHASI AÇILDI!

Hasanoğlan’da yerleşim yerine 100 metre yakında bulunan bir taş ocağı atık sahası haline getirilmiştir. Hasanoğlanlılara evlerinin yanına yapılacak olan atık sahasına dair herhangi bir bilgi verilmemiş ve herhangi bir iletişim yöntemi ile görüşleri alınmamıştır.

Atık sahasına dair bilgi Elmadağ Belediye Başkanı’nın şirket ile yaptığı sözleşme ile ortaya çıkmıştır.

Atık sahasına dair Proje Tanıtım Dosyası hazırlanmış ve Eylül 2014’de Ankara İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nden ÇED gerekli değildir kararı alınmıştır.

Yurttaşların olayı öğrenmesi üzerine faaliyet durdurulmuştur.

Bu sırada bir kamyon atık toprağa dökülmüştür. Yani düzenli olarak depolanması planlanan bölgeye dökülmemiştir.

ÇED RAPORU HAZIRLANMAMASI İÇİN SAYILARLA OYNANDI!

ÇED Yönetmeliği’nin Ek-1 listesinde

“11- İnşaat yıkıntı ve hafriyat atıkları hariç olmak üzere alanı 10 hektardan büyük ve/veya hedef yılı da dahilgünlük 100 ton ve üzeri olan atıkların geri kazanıldığı, yakıldığı (oksitlenme yoluyla yakma, piroliz, gazlaştırma, plazma vb. termal işlemler) düzenli depolandığı ve/veya nihai bertarafının yapıldığı tesisler,”

yazmaktadır. Hazırlanan Proje Tanıtım Dosyası’nda bir sayfada günlük 98 ton bir diğer sayfada ise günlük 95 ton atık döküleceği belirtilmektedir. 5 adet 20 tonluk kamyonlar kullanılacağı vurgulanmıştır.

100 ton ve üzeri yazılması halinde ÇED raporu hazırlanacağı ve halkın katılımı toplantısının düzenleneceği bilinmektedir. Adeta yangından mal kaçırırcasına kimseye haber verilmeden süreç hızlıca yürütülmüştür. Çevresel etkiler bilimsel bir biçimde değerlendirilmemiştir.

ATIK SAHASI İÇİN HAZIRLANAN DOSYADA BİRÇOK HATA VE ÇELİŞKİ BULUNMAKTADIR!

Proje Tanıtım Dosyasında

“Faaliyetler kapsamında yüzey ve yeraltısularına olumsuz etkide bulunabilecek tüm kirletici unsurlara karşı gerekli tüm önlemler faaliyet sahibi tarafından alınacaktır. ” gibi genel ifadeler ile çevresel sorunlara karşı ne gibi önlemler alınacağı belirtilmemiştir.

Öte yandan, proje tanıtım dosyasının ardından yer altı suyu gözlem kuyuları açılacağı belirtilerek yer altı sularının izleneceği belirtilmiştir. Herhangi bir izlem çalışmasının yapılmadığı görülmektedir.

Atık depolama alanının düzenlenmesi ve geçirimsizliğinin sağlanmasından sonra alana atık kabul edilmeye başlanacağı taahhüt edilmiştir. Ancak görüldüğü üzere atık sahasında geçirimsizlik sağlanmadan atıklar doğrudan toprağa verilmiştir.

Çevre Kanunu 20/e maddesine göre PTD ve ÇED dosyasında yazılanların yapılmaması durumunda cezai işlemin uygulanması gerekmektedir. Ancak herhangi bir cezai işlem gerçekleştirilmemiştir.

DÖKÜLEN ATIK TEHLİKELİ!

Atık sahasına verilen izinde tehlikesiz atık olduğu belirtilmiştir. Ancak sahaya dökülen atıktan aldığımız numune üzerinden yaptığımız analiz sonucuna göre atık “tehlikeli” çıkmıştır. Özellikle Civa değeri tehlikeli atık sahaları için belirlenen sınır değerden yüksek çıkmıştır.

Atıkların Düzenli Depolanmasına Dair Yönetmeliğin Ek-2 listesine göre analiz sonucu Civa değeri atıkların tehlikeli atık sahasında depolanması gerektiği görülmüştür.

Sınır değer 0.02 olarak belirtilmiştir. Analiz sonucunda 0.03 çıkmıştır.

Bu değerlerin gelecek diğer atıklarla birlikte daha da yüksek olacağı öngörülebilmektedir. Proje Tanıtım Dosyası’nda bulunan analiz sonucundan kat be kat fazla olduğu belirlenmiştir.

Öte yandan, tesis için “döküm kumu, döküm cürufu ve maça kumu depolama tesisi” izni alınmıştır. Bu tesis için geçirimsiz zemin mutlaka sağlanmalıdır. Ancak sahada görüleceği üzere düzenli depolama tesisi haline getirilmediği görülmektedir. Buna rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı izin vermiştir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu tesise nasıl lisans verdiğini derhal açıklamalıdır!

Öte yandan, Toprak Kirliliğinin Kontrolü Ve Noktasal Kaynaklı Kirlenmiş Sahalara Dair Yönetmelik Ek-1: JENERİK KİRLETİCİ SINIR DEĞERLERİ LİSTESİ’ne göre bu atıkların doğrudan toprağa atılması yasaktır.

Sonuç olarak;

Projenin yer seçimine dair halkı görüşleri mutlaka alınmalıdır.

Çevresel Etki Değerlendirme Süreci işletilmeli, halkın katılımı toplantısı sağlanmalıdır. Olası çevresel etkiler bilimsel olarak ele alınmalı, çevre sorunlarının nasıl çözüleceği açık bir biçimde belirtilmelidir.

Proje Tanıtım Dosyası’nda belirtilen taahhütler yerine getirilmediği için Çevre Kanunu’na göre ceza uygulanmalıdır.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı atıkları yönetemez durumdadır. Bunun en önemlie nedeni doğru verilerin oluşturulmamasıdır. Ülkemizde atıklar “beyan” sistemi ile yönetilmektedir. Beyan ile bilimsel bir atık yönetimi gerçekleştirilemez. Atıkların nereden çıktığı, nereye depolandığı tespit edilememektedir. Atıkların nereden, ne kadar çıktığı ve nereye depolandığı bilimsel verilerle incelenmelidir.