ANAYASA MAHKEMESİ ÇED MUAFİYETİ DÜZENLEMESİNİ İPTAL ETTİ!
Projelerin Çevresel Etki Değerlendirme sürecinden muaf tutulması için hükümet tarafından yoğun mesai harcanmış ve Danıştay’ın verdiği yargı kararları yok sayılmıştı.
Yüzlerce projenin Çevresel Etki Değerlendirmesi sürecinden muaf tutulması, yani halkın bilgilendirilmesi için düzenlenen toplantılardan, olası çevresel etkilerin ve alınabilecek önlemlerin bilimsel temellerle kamuoyu ile paylaşılmasından kaçınılmasına karşı Odamız yoğun hukuki ve bilimsel mücadele vermişti.
ÇED Yönetmeliği’nde bulunan “geçici 3. Madde” (son düzenlemeyle 2. Madde) 1993 yılında yayımlanmasının ardından, yargının iptal kararlarına rağmen 8 defa yönetmeliğe konulmuş, yine Odamızın açtığı dava ile 1 Nisan 2014’te iptal kararı verilmiş fakat Danıştay’ın kararı yok sayılarak tekrar 5 Nisan 2014’te yönetmeliğe konulmuştu. Ertesi gün Odamız derhal yeni davayı açmıştı. Davamız nedeniyle bu düzenlemenin de iptal edileceğini ön gören Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yönetmelikle yetinmemiş, aynı düzenlemeyi Çevre Kanunu’na torba kanun ile konulmasını sağlamıştır.
Bu düzenlemeye karşı, kanun iptali için yetkili olan ana muhalefet partisi CHP’ye Odamız tarafından Danıştay’da yönetmeliğe dair açılan davalar hakkındaki bilgiler iletilmiştir. CHP, Anayasa Mahkemesi’nde geçen yıl dava açarak Çevre Kanunundaki bu düzenlemenin iptalini istemiştir. Anayasa mahkemesi de kararını vermiş ve yine ders verir nitelikte bir açıklamayla projelerdeki ÇED muafiyetlerini iptal etmiştir.
3.KÖPRÜ, GEBZE OTOYOLU, ILISU… ÇED MUAFİYETLERİ KALKTI!
“Faiz Lobileri”nden para alınabilmesi için İngilizce ÇED raporları hazırlanmasını meşru gören fakat toplum için gereksiz bulan hükümetin sırf ÇED raporu hazırlanmasın diye birçok hukuksuzluğa imza atmasına karşı Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar tüm çevre mevzuatına yansıyacaktır.
3. Köprü’de, İzmir – İstanbul (Gebze) Otoyolu’nda, Ilısu Barajında, onlar HES projesinde ÇED muafiyeti artık uygulanamayacaktır!
Ülkemizin çevre sorunlarının kronikleşmesinde, adaletsizliğin, hukuksuzlukların artmasında, ülke kaynaklarının yok edilmesinde büyük rolü olan ÇED Muafiyeti sürecinin yarattığı tahribatın hesabı mahkemelerce mutlaka sorulmalıdır.
Gelişmiş ülkeler daha katılımcı bir anlayışla, bütüncül ele alarak ÇED süreçlerini nasıl yapabileceğini tartışırken, geri kalmış ülkeler gibi ÇED sürecinde muafiyet yaratmaya çalışmak aynı zamanda anti demokratikliğin ve kamu yararını gözetmemenin, plansızlığın yansımasıdır.
ÇED bir belge veya rapor değildir! ÇED bir süreçtir. ÇED bir planlamadır… Bu planlamaya göre projelerin yapılıp yapılmayacağına karar verilmelidir. Aksi halde, yanlış projelerle halk sağlığı ve ülke ekonomisi zarar görmekte bundan sadece halk değil yatırımcı da olumsuz etkilenmektedir.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı varoluş nedeni olan çevreyi koruma, halkın sağlıklı çevrede yaşamasını sağlama gibi sorumluluklarını yerine getirmeli, çevre sorunlarını arttıracak düzenlemelerden vaz geçmelidir.
Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı Oda olarak Danıştay’a ileteceğiz ve ÇED muafiyeti verilen tüm projelerin, temel insan hakkı olan sağlıklı çevrede yaşama hakkı kapsamında ÇED sürecinin başlatılmasını talep edeceğiz.
Baran BOZOĞLU
TMMOB Çevre Mühendisleri Odası
Yönetim Kurulu Başkanı
ÇED muafiyeti süreçlerine dair açıklamalarımız aşağıdaki adreslerden ulaşabilirsiniz.
http://www.cmo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=87652&tipi=68&sube=0#.U7gRKfl_sYk
http://www.cmo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=87867&tipi=68&sube=0#.U7gRHfl_sYk